30 Aralık 2009 Çarşamba

Yalnız Adam

Yalnız Adam

Yatak odamda ıslık çalan selvi,
Rüzgarla eğildi, eğildi..
Penceremden içeri bakıverdi...

Ortada bir yatak,
Bir komodin, bir dolap,
Bir de kitaplık görüverdi..

Merak etti ıslık çalan selvi,
Bir daha eğildi,
Bir daha baktı içeri...
İşte.. yalnız adam köşedeydi..

Bir an gözgöze geldi..
Yalnız adam başını öne eğdi;
Yatak odamda ıslık çalan selvi..
Diye yazmaya devam etti

Yalnız adam, artık yalnız değildi..
Onun da vardı bir seveni..
Kaçamak da olsa, arada bir göz göze geldiği..
Sevdalarını söylediği, ıslıklarını dinlediği..

mehmet

29 Aralık 2009 Salı

Nöbetteki Aşkım

Nöbetteki Aşkım
Sen, benim nöbetteki aşkımsın,
Başıboş gecelerde yanımda bulduğum...

Sen, benim nöbetteki aşkımsın,
Kaçıpta kucağına sığındığım...

Sen, benim nöbetteki aşkımsın,
Şefkatiyle ısınıp, sevdasıyla yandığım..

Sen, benim nöbetteki aşkımsın,
Aşkıyla yaşadığım...

Sana ne desem, bilmem ki..
Kadınımsın, sevdalımsın.....
Sen benim hayalimde yaşayan,
Nöbetteki aşkımsın...

mehmet

27 Aralık 2009 Pazar

Tüllap

TÜLLAP


Vah bakkalım, vah manavım
Din gitti, iman gitti
Oldum vicdan azabı,
Tüllap yedi sucukları

Haşlanmış makarnayı
Yedim de doyamadım
Oldum vicdan azabı,
Tüllap yedi sucukları

‘’Git baba git’’ dediler,
Anlamazsın sen bunları
Oldum vicdan azabı,
Tüllap yedi sucukları

Açtım bir kez ağzımı,
Aldım elime sazımı,
Oldum vicdan azabı,
Tüllap yedi sucukları


Kutlu
28/07/2009-İstanbul

Aşıksan Eğer

AŞIKSAN EĞER


"Her kadın aşık olmayı bilmeli"
"Dolu dolu yaşayabilmek için,
her kadın sevdalanmayı bilmeli"
demişler...
Yüreğindeki bu telaş niye?
Niçin bu korku, bu endişe,
Çöz bağlarını,
sımsıkı saran seni
Aç kollarını evrene
özgürlüğünce...
Aşıksan...Kaybet kendini aşkta
İşlesin yüreğinin en derinine...
İsterse,
Katmer katmer olsun yüreğin
Ağla, ağlayabildiğince....


Kutlu
17/08/2009- İstanbul

Ankara Akşamlarında Özlem

Ankara Akşamlarında,
ÖZLEM


Dumanlı akşamları severdim,
İs kokardı hava.
Yanan odun kömürüdür,
İnce ince tüterdi bacalarda.
Pencereden görünen sarı ışık
Isıtırdı içimi ılık ılık
İçeridekiler,
Özlem olurdu bana

Akşamın derinliğinde
‘’Orada olsaydım’’ derdim
Kendi kendime
Taa uzaklarda...
Anadolu’nun bir bucağında,
Anamın, babamın kucağında...

Akşam sofrasını kurmuştur şimdi anam,
Beni özlüyorlar mıdır,
Acaba?
Sımsıcak o yuvada...

İki damla yaş belirir, göz pınarlarımda,
Süzülür yanaklarımda,
Özlemim taşar,
Hüznüm aşar,
Ellerim koynumda,
Yürür giderim,
Yanlızlığıma,
Ankara akşamlarında.


Kutlu
13/08/2009-İstanbul

İtiraf


İTİRAF
Ölürdüm, yoluna kurban
olurdum,
Sevdanla kavrulur,
kurur kalırdım,
Hayran olurdum deyişlerine
Bir de anlayabilseydim,
dediklerini...
Durup dururken,
başımı dertlere kosam
Gidip Silivrilerde
hesaplar versem
Ne çektiysem dünyada
dilimden çeksem
Bir de anlatabilseydim
dediklerimi....



Kutlu Barutçu
22/07/2009-İstanbul

Sır

SIR
Sırdır, arkadaşım...
Söylenemez kimseye.
Ak desem,
Kara olur.
Kara desem,
Ak olur.
Desem, bir kez
Dostuma...
Yakınım,
Irak olur
Iraklar,
Yakın olur.
Bir dert ki sormayın...
Boşa koysam,
Dolmaz olur
Doluya koysam,
Almaz olur.
Kim bilir...
Sonra,
Bana ne haller olur.

Kutlu

Tahattur

Tahattur
Gidişlere olsun, sevdiceğim,
gitmelerimiz
Dönüşler olmasın bir kez
daha
Elveda diyemeden
Dur gitme, beklemeden
Gitmelere olsun sevdalarımız...
Yoklukta yok olalım,
Sevdalarda kavrulalım,
Yanalım, yanalım...
Dönmeyelim sevdiceğim
Girsin asırlar aramıza...
Sen benden...
Ben senden...
Gidelim sevdiceğim,
Çok uzaklara...
Ve birgün getir ki hatırına...
Bir sevdalın vardı,
Şimdi nerededir,
Acaba?


Kutlu


26/06/2009-İstanbul

Cânım..

CÂNIM..

Kalbimdesin.. diyordun,

Söyle, sen neredesin a cânım..
Benim bildiğim kâlp konuşur..
Bir şeyler desene cânım..

Yoksa sırra kadem bastın da

Ben rüyalardamıyım cânım...
Hele bir cevap ver,
Boş defterde, boş sayfamıyım, cânım...

mehmet





GİDEN YIL DESTANI

G İ D E N Y I L D E S T A N I


Ne arasak bulamadık
Su yüzüne çıkamadık
Senden bir tad alamadık
Gidiyorsun gözler yaşlı

Yeni idin eskidin bak
Çalımı cakayı bırak
Ne ustalar çıktı çırak
Gidiyorsun kirli paslı

Gün görmedi şu halkımız
İşte yine yok yoksuluz
Sende kaldı kul hakkımız
Gidiyorsun borçlu harçlı

Ona buna vurdun kırdın
Onca cana nasıl kıydın
Kanun kural hiçe saydın
Gidiyorsun eli kanlı

Her halt sana mübah gibi
Karanlığın sabah gibi
Yaptığın bir matah gibi
Gidiyorsun sözlü sazlı

Bu kul Halil'in destanı
Sırtında yoktur fistanı
Sen de izleyip ustanı
Gidiyorsun yaslı yaslı


Halil İbrahim MISIR

Didim, 27 Aralık 2009

25 Aralık 2009 Cuma

Absürt Şiir --Olmuyor...

Olmuyor...

Hevesim kalmadı şu dünyada
Hem armut, hem de elma
Olmuyor bir tabakta...

Tadı başka başka deme bana..
Eni sonu ikisi de meyva..
Olmuyor işte...
Olmuyor bir tabakta...

mehmet

Yeşil Gözlü Muamma-- Absürt Şiir

Yeşil Gözlü Muamma

Kız bir damla..
Oğlan bir damla..
Ettimi iki damla,
Bir sevda...

Başını da örtmüş eşarpla,
Yeşil gözlü muamma..
Hepsi, hepsi bir damla!..
Ama yakışmış, bir damlacık oğlana..

Belliki sevdalı yeşil gözlü muamma..
Oğlanın kolu boynunda,
Eli omzunda,
Tutuvermiş sıkıca..

Ne yapsaydım o anda..
Sıkı tut!... Damlatma!..
Ne de olsa, bir damla..
Desemiydim?.. acaba...

Mehmet

20 Aralık 2009 Pazar

Yangın

YANGIN

Ey!.. kızıl gonca,
Yanıyorum deme...
Yanan benim,
Yangın bende..
Olsa, olsa..
Bendeki aşkın harıdır,
Seni de yakan öyle..

Mehmet

Yasak Meyvam

YASAK MEYVAM!..

Yine suskunum yâr,

Farkındamısın...

Gönül diyarında;

Yerler yarıldı,
Yıldızlar kaydı,
Koca dağlar sarsıldı,
Farkındamısın...

Cennet'te elma iken

Burda bana yâr oldun
Farkındamısın...

Sevda kabını aştım,

Aşk denizine taştım,
Karıştım Aşklara, aşk oldum.
Farkındamısın, Yasak Meyvam!..
Farkındamısın...

mehmet

Sevdalanamadım

SEVDALANAMADIM...
İstanbul kokan bir bahar sabahında
Mesala Emirganda,
Oturmuşsun sevdiğinle yanyana.
Eli elinde,kolu kolunda..
Biraz da yaslanıvermiş omzuna..
Sıcak, sıcak konuşuyor sevda...

İşte tam bu anda,
Bir Oh..çekip, diyemedim ki...
Ne güzel şeymiş bu sevda..

Bir akşam sinema çıkışında,
İstanbul'un şu ıslak ve loş kışında
Sevdiğinle yürürken yanyana,
Şöyle.. sıkıca sarılıp koluna,
Salep içelim mi? .. demişti ya sevda...

İşte tam bu anda,
Bir Oh..çekip, diyemedim ki...
Ne güzel.. şeymiş bu sevda..

Köşedeki büfenin önünde,
Bir bu ayak, bir o ayak üzerinde durup
Oynarken soğuğun horonunu,
Salebin buharına karışmıştı,
Sevdalı sözlerin buğusu...

Sıcak bardaklar, ısıtmıştı..
Hem elleri.. hem gönülleri...

İşte tam bu anda,
Bir Oh..çekip, diyemedim ki...
Ne güzel.. şeymiş bu sevda..

Hayallerimi aşıp
Sevdalanamadım...
Sevdalanıp da,
Sevdiğimin gözlerine bakamadım...
Bakıp da,
Bir ney gibi sevdalı çalamadım..

Çalıp da
Diyemedim ki..
Ne güzel.. şeymiş bu sevda...

Mehmet

Yoksun

Yokluk


Denizler gibi kabardı sevdam,
Sen yoktun yine...
Elini tutmak istedim,
Sen yoktun yine...

Hülyalı gözler aradım,
Sen yoktun yine...
Sevdalı sesine hasret kaldım,
Sen yoktun yine...

Dizinde yatmak istedim
Sen yoktun yine...
Sinemde yar aradım
Sen yoktun yine...

Yar saçı okşasam dedim
Sen yoktun yine...
Yarimi koklasam dedim,
Sen yoktun yine...


Gönül ıssız,
Ben yarsız,
Sevdam öksüz kaldı
Sen yoksun diye...
mehmet

Boğazda Sahipsiz Aşklar

Boğazda Sahipsiz Aşklar

İstanbulda haziran,

Narlar çiçek açmış..

Yârin dudağı,

Sevdanın ateşi gibi
Kor rengi nar çiçekleri,
Tüm yamaçları sarmış..

Aslında, narlar değil,

Aşklar çiçek açmış..
Söylenen o ki;
Boğazda sahipsiz aşklar varmış..

Gidelim,

Nar çiçeklerine soralım..
O nazeninlerin elinden tutup,
Sahipsiz aşkları arayalım..

Bizde aşık olalım,

Aşkın nârında yanalım...
Aşk bahçeside bülbül olup,
Yâr dalına konalım.

Mehmet

Gönül Duvarı

GÖNÜL DUVARI

Seni bırakıp kaçsamda,
Daldan dala konsamda,
Bir başka güle bülbül olsamda,
Gönül duvarıma yazılmış adın
Unutmam seni sevdalım...

Aşk kalemini aldık ele,
Kayıt düştük sevdalımdır diye,
Bendenizi aşık diye,
Gönül duvarına yazdık bir kere..
Unutmam seni sevdalım...

Mehmet

Sen

SEN

Sen,

Şarkılarda nağme
Güftelerde dilsin

Sen,

Kalem kaşlı,
Hoş bakışlı,
Sesi bülbülden tatlı,
Nar çiçeğimsin...

Sen gül dalımsın

Sen sevdalımsın
Sen kor dudaklı âfitabımsın

Mehmet


Aşkın Bülbülü

AŞKIN BÜLBÜLÜ

Kanadı kırık bir kuş idim
Yâr dalına konmuş idim
Bülbül misali şakır iken
Yârim ile hoş idim

Yar dalında
Aşkı söyler

Aşkı dinler
Aşk ile serhoş idim..

Şimdi Dal bensiz....
Ben dilsiz..
Aşk sessiz..
Yâr kimsesiz....

Aşk bezmi tarumar

Gönülllerde derin bir sukut var
Aşkın bülbülü yok artık,

Dili suskun, kanadı kırık...

Kanadımı kırdın ya..

Dilimden ne istedin a felek
Bırakaydın dilimi de
Aşkı okusaydım ölene dek

Mehmet

Sitemkâr

Sitemkâr

Duydum ki yâr sitem etmiş bana
Birazda dargınmış galiba...
Yapma a yârim, böyle yapma
Sen nar çiçeğisin,
Akşam safaları gibi solma...

Sonra girmem sokağına,
Geçmem evinin önünden...
Bakmam pencerene..
Söylemem şarkımı,
Söyleyip de dillendirmem aşkımı...

Yapma a yârim, böyle yapma...
Sen nar çiçeğisin,
Akşam safaları gibi solma...

Bırak başkalarına benzemeyi,
Kaldır, o sitemle örülmüş perdeyi
Göster gülünü, göster gülşenini
Dilşad eyle şu aşık-ı divâneni...

Yapma a yârim, böyle yapma...
Sen nar çiçeğisin..
Akşam safaları gibi solma...

Mehmet

Pervane

Pervane

Eyy... biçare pervane,

Ne eyleşirsin mum ile..
Bak.. gün ağardı, mum söndü, oynaş bitti..
Güneşe bak sen!.. güneşe....
Senin neşven güneşle..
Pervane olacaksan, ol ona.....
Yanacaksan, yan onun nar-ı aşkına ....
Yan ki maksat hasıl ola,
Yanmakla can buluna...

mehmet

Aşıklar Sofrası

Aşıklar Sofrası

Dün gece bindim gönül atına

Varıp çıktım aşk diyarına
Gördümki kurulmuş bir pazar
Aşıklar, aşk alıp, aşk satar

Kaçadır dedim katresi,

Dediler bilinmez ki değeri..
Aşk, aşkla alınır, aşkla satılır
Gerisi sırdır saklanır.

Dün gece bindim gönül atına

Varıp çıktım aşk pazarına

Aşk verdim, aşk aldım

Aşkı, aşk terazisinde tarttım..
Aşk kadehinden aşk içip
Aşıklar sofrasından dem aldım

Mehmet